ArÅŸiv

0, 2010 için arşiv

Derinliklerinde başlıyor serüven

Cumartesi, 27 Şub 2010 Yorum yapılmamış

Lise yıllarının ajandalarında kalmış, kime ait olduÄŸunu bilmediÄŸim anonim bir ÅŸiir. Nedendir bilmiyorum, ayrı bir büyüsü varmış gibi…Bir gün anonimliÄŸini kendimce fesh edip bana ait olduÄŸunu iddia etmeye baÅŸlayacağım : )

Derinliklerinde, derinliklerinde başlıyor serüven

Kapılıyorsun akıntıya

Kayboluyorsun

Nehrin bütün zerrelerinde arıyorsun kendini

Kaybolmana inat tekrar kayboluyorsun

Bulunmak kelimesi siliniyor lügatından

AÄŸlıyorsun…

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail
Kategoriler:Edebiyat Etiketler:

4.güç; medya

Cumartesi, 27 Åžub 2010 1 yorum

Medya manipülasyonu işte böyle birşey olsa gerek

Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti. Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu. Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :
-Pazar günü saat 10’da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçecek.
Pazar sabahı saat 10’da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye baÅŸladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehÅŸetle açılmıstı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail
Kategoriler:Edebiyat Etiketler:

Firefox ipucu – Gizli Tarama

Cuma, 26 Şub 2010 Yorum yapılmamış

Firefox için küçük ama kimi zamanlarda büyük bir özellik. Araçlar-> Gizli Taramayı BaÅŸlat (Ctrl+Shift+P) seçeneÄŸi ile çerez bilgilerinin, site kayıtlarının, form ve arama geçmiÅŸlerinin unutulacağı (veya bir baÅŸka ifade ile gizli tarama sonunda silineceÄŸi) bir firefox penceresi açılabilir. Gizli tarama aynı menü adımından “Gizli Taramayı Bitir” seçeneÄŸi ile sonlandırıldığında gizli taramadan önceki sekmeler yeniden açılıyor.

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail
Kategoriler:Web Etiketler:, ,

Eclipse başlangıç ayarları

Cuma, 26 Åžub 2010 1 yorum

Eclipse kullanıcıları için faydalı olabileceğini düşündüğüm bir kaç ayardan bahsetmek istedim.

eclipse_startup

-Eclipse’i baÅŸlatırken workspace seçip seçmeyeceÄŸimizi,
-Eclipse’i kapatırken kapatama onayı alınıp alınmayacağı,
-Eclipse’i baÅŸlatırken hangi plug-in lerin aktif hale getireleceÄŸini (Bu kısımda çalışıyor olduÄŸumuz projeye göre gereksiz  plug-in leri baÅŸlangıçta aktif hale getirilmeyecek ÅŸeklinde düzenlersek daha hızlı açılan bir Eclipse görebiliriz.)

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

Siyah Beyaz

Çarşamba, 17 Şub 2010 Yorum yapılmamış

Nedenlerini çözmek zorlandığım bir olgu var. Siyah ile beyazın ayrımı gibi. Herhangi bir fikir, eylem, var oluş bu söylediğime konu olabilir. Bir sinema filminden yola çıkacak olursak; Popüler olmuş bir film vardır ortalıkta örneğin. Beğenenler ağırlıktadır. Kastettiğim olgu tam da bu filmi samimi olarak beğenmemiş olanlarda görülebilir mesela. Film birden bire yerden yere vurulur. Beğenenler ak diyorsa, kara denir her türlü açıdan. Halbuki beğenmeyişi bu kadar şiddetli bir hissiyat veya fikir değildir. Maksat kah tutunmaktır , kah popüler bir şeyler söylemiş olmak, kah da söylediklerini abarttığında gerçeklik yüzdesinin artmış olacağını düşünmüş olmasıdır. Böyle durumlarda film beğenilmemiş hiç beğenilmemiş gibi yapılır, mesela 10 üzerinden 6 vereceği varsa 3 veresi gelir.

Film tartışmaları basit birer örnek aslında. Hayatın hemen her sahnesinde karşımızda bu sahne. A kiÅŸisi beÄŸenilmiyorsa vay efendim şöyledir, yok efendim böyledir. X partisine oy verilmiyorsa, verenler bile aptaldır. K gazetesi okuyucusu deÄŸilse, o gazete bile deÄŸildir. Televizyondaki M programı beÄŸenilmiyor ve izlenmiyorsa, yere batasıca progamdır. V kiÅŸine aşık deÄŸilsek artık, artık nefret etmeliyizdir. Recep Ä°vedik i beÄŸenmiyorsak, 5 para etmezdir. Ve aksine beÄŸenmiÅŸsek , beÄŸenmeyenler elitist züppeledir gözümüzde. H oyuncusunu beÄŸenmiyorsak ondan bir cacık olmazdır ve J oyuncusu favorimizse Hollywood’da neden oynamazdır ki. Cep telefonu kullanımının zararlı olduÄŸunu düşünen birine, derhal “Bu devirde cep telefonu olmadan olur mu, saçmalıyorsun” denir hemen. Modernist deÄŸilsek, anti modernistizdir iÅŸte. “Hepimiz Hrant Dink” deÄŸilsek, faÅŸistizdir. Firefox favori tarayıcımızsa, Internet Explorer ne salak bir tarayıcıdır. Vel asılı kelam siyah deÄŸilsek beyazız, beyaz deÄŸilsek siyah.

Neden konusunda ki fikrim yine popülerlik bastırması, şöhret dürtüsüdür. Grilikler hiç bir zaman yeterince anlaşılamaz, griyi anlamak zordur, griyi anlamak bilgi ister, saygı ister, tahammül ister, cesaret ister. Oysa her insan söylediÄŸinin dikkate alınmasını, önemsenmesini ister haliyle. Ä°ÅŸte tam da bu noktada ortaya çıkıyor kutuplaÅŸma. Gri bir söylem çok da dikkate alınmadığından, siyahı veya beyazı tercih ediyor insanlar. Bir misal da futoboldan vermezsem içim gıdıklanır. BeÅŸiktaÅŸ o gün 90 dakika içinde deÄŸiÅŸen bir futbol oynamıştır, zaman zaman çok iyi organize olmuÅŸtur, zaman zaman bocalamıştır ve hakikaten temizinden analiz edilmesi gerekiyordur mesela. Ertesi gün anlarsınız mevzuyu. Ahmet efendi yerlerden yerlere vurur BeÅŸiktaÅŸ’ı. Bu BeÅŸiktaÅŸ’tan cacık olmaz diye yırtınır durur. Hararetle okursunuz yazıyı, belleÄŸinizde yer bile eder. Çünkü kapkara bir tablodur çizdiÄŸi. Bir diÄŸeri göklere çıkarmıştır takımı, gelecek parlaktır, kara görünmüştür bile. BelleÄŸinizde yer eder derhal, BeÅŸiktaÅŸlıysanız keyfiniz bile yerine gelir.

Oysa ki hayat hiç de böyle deÄŸildir. Grinin tonlarındayızdır aslında, kah siyaha çalarız kah beyaza…

Bir baÅŸka yazıda bu konuya devam etmek üzere…

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail
Kategoriler:Edebiyat Etiketler:

Bakış açısı

Salı, 16 Şub 2010 Yorum yapılmamış

Paylaşmadan edemeyeceğim bir hikaye. Uzun uzadıya yorumlara müsait olsa da hikaye nokta atışı yapıyor.

Adamın biri Newyork Central park ‘ ta yürüyüş yaparken , aniden bir köpeÄŸin küçük bir kıza saldırdığını görür.KoÅŸar ve köpekle boÄŸuÅŸmaya baÅŸlar. Hayli uzun bir boÄŸuÅŸmadan sonra , üzeri yara bere içinde kalır ama köpeÄŸi öldürür. Bu arada küçük kızın da hayatını kurtarmıştır. Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine koÅŸar ve adamın yanına gelir. Sarılıp teÅŸekkür ettikten sonra der ki :
– Sen bir kahramansın ! Yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin baÅŸlık da şöyle olacak :
” Newyork ‘lu cesur bir genç, küçük kızın hayatını kurtardı! ”
– Ama ben Newyork ‘lu deÄŸilim ki !
– Farketmez. Bu durumda o zaman gazeteler ÅŸunu yazacaklar :
” Cesur bir Amerika ‘lı küçük kızın hayatını kurtardı !”
– Ama ben Amerka ‘lı da deÄŸilim.
– Yine farketmez. O zaman da gazeteler şöyle yazarlar :
” Ä°nsanlık ölmedi. Bir genç, küçük kızın hayatını kurtardı !”
– Peki, sen nerelisin ?
– Ben Irak ‘lıyım !
Polis kızı hastaneye götürür. Adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır :
” Radikal bir islamcı, masum Amerikan köpeÄŸini öldürdü !”

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail
Kategoriler:Edebiyat Etiketler:

Eclipse Display View

Pazartesi, 15 Şub 2010 Yorum yapılmamış

Eclipse in henüz keÅŸfettiÄŸim bir güzel özelliÄŸi de “Display View”. Bu araç sayesinde kodunuzu debug ederken kodunuzdan bağımsız yazdığınız özel bir ifadeyi çalıştırabiliyor, istediÄŸiniz metotun döndürdüğü deÄŸeri takip edebiliyorsunuz. Hatta test kodunu yazacağınız konsol kısmında kod tamamlama desteÄŸi(debug ederken) dahi var. Pencerenin hemen sol üstündeki butonlar aracılığı ile yazdığınız ifadeyi yürütebilir veya doÄŸrudan sonucunu görebilirsiniz. Elde edilen standart çıktı “Console” da belirecektir.

eclipse_display_view

Window->Show Perspective den veya Ctrl+3 kısayolu ile ekranda beliren küçük pencereden Display View perspektifini açabilirsiniz.

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail