Nedenlerini çözmek zorlandığım bir olgu var. Siyah ile beyazın ayrımı gibi. Herhangi bir fikir, eylem, var oluş bu söylediğime konu olabilir. Bir sinema filminden yola çıkacak olursak; Popüler olmuş bir film vardır ortalıkta örneğin. Beğenenler ağırlıktadır. Kastettiğim olgu tam da bu filmi samimi olarak beğenmemiş olanlarda görülebilir mesela. Film birden bire yerden yere vurulur. Beğenenler ak diyorsa, kara denir her türlü açıdan. Halbuki beğenmeyişi bu kadar şiddetli bir hissiyat veya fikir değildir. Maksat kah tutunmaktır , kah popüler bir şeyler söylemiş olmak, kah da söylediklerini abarttığında gerçeklik yüzdesinin artmış olacağını düşünmüş olmasıdır. Böyle durumlarda film beğenilmemiş hiç beğenilmemiş gibi yapılır, mesela 10 üzerinden 6 vereceği varsa 3 veresi gelir.
Film tartışmaları basit birer örnek aslında. Hayatın hemen her sahnesinde karşımızda bu sahne. A kiÅŸisi beÄŸenilmiyorsa vay efendim şöyledir, yok efendim böyledir. X partisine oy verilmiyorsa, verenler bile aptaldır. K gazetesi okuyucusu deÄŸilse, o gazete bile deÄŸildir. Televizyondaki M programı beÄŸenilmiyor ve izlenmiyorsa, yere batasıca progamdır. V kiÅŸine aşık deÄŸilsek artık, artık nefret etmeliyizdir. Recep Ä°vedik i beÄŸenmiyorsak, 5 para etmezdir. Ve aksine beÄŸenmiÅŸsek , beÄŸenmeyenler elitist züppeledir gözümüzde. H oyuncusunu beÄŸenmiyorsak ondan bir cacık olmazdır ve J oyuncusu favorimizse Hollywood’da neden oynamazdır ki. Cep telefonu kullanımının zararlı olduÄŸunu düşünen birine, derhal “Bu devirde cep telefonu olmadan olur mu, saçmalıyorsun” denir hemen. Modernist deÄŸilsek, anti modernistizdir iÅŸte. “Hepimiz Hrant Dink” deÄŸilsek, faÅŸistizdir. Firefox favori tarayıcımızsa, Internet Explorer ne salak bir tarayıcıdır. Vel asılı kelam siyah deÄŸilsek beyazız, beyaz deÄŸilsek siyah.
Neden konusunda ki fikrim yine popülerlik bastırması, şöhret dürtüsüdür. Grilikler hiç bir zaman yeterince anlaşılamaz, griyi anlamak zordur, griyi anlamak bilgi ister, saygı ister, tahammül ister, cesaret ister. Oysa her insan söylediÄŸinin dikkate alınmasını, önemsenmesini ister haliyle. Ä°ÅŸte tam da bu noktada ortaya çıkıyor kutuplaÅŸma. Gri bir söylem çok da dikkate alınmadığından, siyahı veya beyazı tercih ediyor insanlar. Bir misal da futoboldan vermezsem içim gıdıklanır. BeÅŸiktaÅŸ o gün 90 dakika içinde deÄŸiÅŸen bir futbol oynamıştır, zaman zaman çok iyi organize olmuÅŸtur, zaman zaman bocalamıştır ve hakikaten temizinden analiz edilmesi gerekiyordur mesela. Ertesi gün anlarsınız mevzuyu. Ahmet efendi yerlerden yerlere vurur BeÅŸiktaÅŸ’ı. Bu BeÅŸiktaÅŸ’tan cacık olmaz diye yırtınır durur. Hararetle okursunuz yazıyı, belleÄŸinizde yer bile eder. Çünkü kapkara bir tablodur çizdiÄŸi. Bir diÄŸeri göklere çıkarmıştır takımı, gelecek parlaktır, kara görünmüştür bile. BelleÄŸinizde yer eder derhal, BeÅŸiktaÅŸlıysanız keyfiniz bile yerine gelir.
Oysa ki hayat hiç de böyle deÄŸildir. Grinin tonlarındayızdır aslında, kah siyaha çalarız kah beyaza…
Bir baÅŸka yazıda bu konuya devam etmek üzere…
Son Yorumlar