The Lord Of The Rings Üçlemesi
Ä°lk izlediÄŸimden beri tekrar izlemekti aklımdaki. Şöyle serinin üç filmini arka arkaya. Nihayet yapabildim. Aklımda tam olarak ihtiÅŸam kelimesi ile eÅŸlemiÅŸtim “Yüzüklerin Efendisi” serisini. Biraz “Indiana Jones” serisini macera ile, “GeleceÄŸe Dönüş” serisini hayal kelimesi eÅŸlemiÅŸ olmam gibi. Tolkien‘in hayal gücüne, nasıl olup da bu kadar farklı varlığı, nesneyi, miti kafasında oluÅŸturabilip, bütünleyebildiÄŸine ve tabi aynı zamanda bunu sinemaya yansıtan Peter Jackson abimize hayran olmamak elde deÄŸil. Bir film olarak niteleyince sanki birÅŸeyler eksik kalıyor gibi. Bir destan, bir hayal gibi. Tam olarak “bir bambaÅŸka dünya”. Bir gün gelir ötesi yapılabilir mi bilmiyorum, ama daha iyisi yapılana kadar en iyisi kesinlikle bu.
Filmin her bir sahnesi, her bir karesi üzerinde yoÄŸun çalışıldığını kesin bir ÅŸekilde belli ediyor. Dekorlar, kıyafetler, müzikler, kullanılan savaÅŸ aletleri, makyaj, ve sair. Tasarlanan ÅŸehirler hakikaten müthiÅŸ bir hayal gücünün ve tabi en nihayetine saÄŸlam bir prodüksüyonun ürünü. Hobbit diyarı Shire, bir güzel Elf diyarı Rivendell ya da insan ırkının yaÅŸadığı ÅŸehirlerden Minas Tirith hakikaten insanda cennet algısını uyandıran ÅŸehirler. “Böyle mi lan acaba” diyerek ahirete göçme arzusu uyandırıyor neredeyse. Kareleri durdurup, durdurup iç çeke çeke izlenecek kadar.
SavaÅŸ sahnelerinin bu kadar daha iyi çekildiÄŸi baÅŸka herhanbi bir film de hatırlamıyorum. Belki bir tek Cennetin Krallığı yaklaÅŸabilmiÅŸtir böylesi bir gerçekliÄŸe. Hani o kadar gerçekliÄŸe, ya da daha doÄŸrusu gerçeklik hissine yaklaÅŸtırıyor ki sizi o an elinizde bir Elf yayı olsun istiyorsunuz, ya da Ork’lara saplanan her oktan keyif alıyorsunuz. Filmdeki favori savaşım korkuyu, kaygıyı ve cesareti sonuna kadar hissettiren MiÄŸferdibi Savaşı. Hele ki Gandalf Rohan’a destek için topladığı süvariler ile beraber tepenin sırtlarından aÅŸağı doÄŸru inerken bir tek “Allah Allah” nidaları eksikti o süper sahneyi tamamlamak için : ))
Bu arada Viggo Mortensen ancak bu kadar yakışıklı, Liv Tyler da ancak bu kadar güzel olabilirdi sanırım. Hani filmin uyandırdığı o ihtiÅŸam havası içerisinde Cate Blanchett bile gözüme ayrı bir güzel gözüktü : ) Sonra bir de altyazı izlediÄŸimizde kaybettiÄŸimiz birÅŸey olduÄŸunu farkettim; Türkçe düblajdaki müthiÅŸ Gollum seslendirmesi. Kim seslendirdi çok merak etttim, ama süper. Kaypak Frodo’ya iki laf çakmazsam içimde kalır. ArkadaÅŸ bu kadar orası burası oynar mı bir insanın, bir kahraman bu kadar mı etki altına almaya müsait olur, az delikanlı ol, az Sam’den adamlık gör daa : )) “I can’t carry the ring, but i can carry you” dediÄŸi an efsane içinde efsane olmuÅŸ çıkmıştır Sam. Forza Sam !
Birinci film The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring’in bütçesi 93 milyon dolar hasılatı 870 milyon dolar , ikinci film The Lord of the Rings: The Two Towers’in bütçesi 94 milyon dolar hasılatı 920 milyon dolar, üçüncü The Lord of the Rings: The Return of the King’in -ki son film aynı zamanda tüm zamanların en çok giÅŸe hasılatı yapan 4.filmi- bütçesi 94 milyon dolar hasılatı 1 milyar 118 milyon dolar. Lafı uzatmaya gerek yok para parayı çekiyor arkadaÅŸ : )
Filmin senaryosundan bulduÄŸumu düşündüğüm saçmalık veya eksikliklere bakarken imdb’de filmle ilgili sık sorulan sorular bölümünü buldum. Åžurada epeyce bir sorunun cevabı verilmiÅŸ. Mesela “Ulen Frodo efendi madem yapılabiliyordu da neden bir kartalın sırtına atlayıp gitmedi ki Mordor’a” ÅŸeklinde sorduÄŸum soruyu daha evvel Why didn’t Frodo just fly on an eagle to Mordor? baÅŸlığı altında birileri sormuÅŸ. Tabi cevaplar hala yüzeysel gelebilir, yeterince tatmin etmeyebilir. Yapılacak iÅŸ filmin bende uyandırdığı heves üzerine üçlemenin kitaplarını okumak. Nedir ne deÄŸildiri öğrenip, Tolkien’in Orta Dünya’sını tanıyıp ondan sonra oturup daha bir yakın gözle seriyi baÅŸtan izlemek.
Son olarak üçlemenin öncesini oluÅŸturan Hobbit kitabını da sinemaya aktarıyormuÅŸ Peter Jakcson. Ä°ki bölümden oluÅŸan filmin ilki The Hobbit: An Unexpected Journey 2012’nin sonuna doÄŸru gösterime girecekmiÅŸ. Merakla bekliyoruz artık, ne diyelim.
Okudukça “akÅŸam bi daha mı bi üçleme yapsam” sözleri beynimdeki tüm gün sonu yorgunluÄŸumu zehirleyip zihnime lotr açlığı yerleÅŸtirecek gibi. Du bakalım akÅŸam ola hayrola 🙂
Frodo kadar ezik bi karakterin yanında, Sam gibi, Mordor kulelerine 1 sting 1 de dandik kılıçla (Aragorn’un Sıçrayan Midilli Han’ında verdiÄŸi) dalıp Frodo’yu söküp kurtaran, süper kahraman bi bard’ın olması gerçekten frodo’lu kısımları eÄŸlenceli hale getiriyor. Sam’in standart bi bard’dan tek eksiÄŸi pek ÅŸarkı söylememesi. O da zaten çok normal; tepende Nazgul gezerken ilham perden pek açılmaz di mi?
Bence filmin en hatalı hamlelerini yapan ve kontrolü elinde tutamayan karakterlerinden biri Gandalf. Farklı bitiÅŸ senaryolarına bu yönden çokca katkıda bulunabiliriz. Kendisi, Kara Kapılar’da extended bölümlerde gözüken iÄŸrenç ork “alın frodo’nun mitril zırhını, eti çok güzeldi” gibi cümleler söylerken bu yanlışların farkına varmış koskoca bir ak büyücüdür, suratı düşer, ezik hisseder kendini; kusura bakma Mithrandir, kemiklerin sızlıyodur ÅŸu an. Rohan ve Aragorn olmasa bu insanların hali niceydi bilmem.
En sevdiÄŸim sahnelerden biri de Boromir’in ölmeden önce 3 ok yemesine raÄŸmen 3-4 Uruk kestiÄŸi sahne…