Reklam EleÅŸtirileri
Hayatın her alanında karşımızdalar. Gözünüzü kapasanız kulağınıza iliÅŸiveriyorlar. Fena halde sırnaşıklar. Televizyon, radyo, sinema, internet siteleri, toplu taşıma araçları ve durakları, sokak panoları ve sair… Bundan böyle nazicane; reklamların gündelik hayatın diline, düşünce dünyamızın derinliklerine ve hayatı algılama biçimimize vurduÄŸu, vurmayı hedeflediÄŸi darbelere dilim döndüğünce itiraz edeceÄŸim buradan. Vay efendim yine mi muhalifliÄŸe baÅŸlandı, nereden çıktı bu reklam eleÅŸtirileri denilmeye.
Belirli bir hayat tarzını -elbetteki modern/postmodern hayat tarzı- dayatan ve/veya idealleştiren,
Ahlak kaidelerini deÄŸersizleÅŸtiren ve ailevi deÄŸerleri yok sayan,
Tüketime teşvik etmekten öte körü körüne, ne pahasına olursa olsun, mutlu olmak adına, kimlik kazandırmak adına tüketimi pohpohlayan,
Küresel ölçekte üretim yaparken çevresel duyarlılıklar taşımadıkları halde, yine üretim aÅŸamaları sırasında türlü zûlmü ve cefayı “3.Dünya Ãœlkeleri” diye adlandırdıkları ülkelerin insanlarına reva gördükleri halde, ürünlerini tanıtırken barış gibi özgürlük gibi evrensel susturucular kullanan,
Kadını cinsel bir nesne olarak tarif eden, erkek ve kadın üzerinden “mükemmel beden terörü” estiren,
İhtiyaç tanımını tüm toplumsal, düşünsel, ahlaki, dini, geleneksel kaidelerin kısıtlarından, bağlayıcılığından ve çerçevelerinden koparmaya çalışan,
Yaşadığımız şehirlerin ruhunu yokettiği ve iktisadi/ekonomik olmaktan öte hiç bir kaygı taşımadığı halde bütün bu kaba, çirkin ve insanî olması mümkün olmayan kentleşme süreçlerini normalleştiren,
Nihai olarak maaÅŸlarımızı, zamanımızı ve daha da önemlisi yaÅŸamlarımızı ve elbetteki zihinlerimizi piyasanın emrine amade kılmaya çabalayan, bütün bunları da “özgürlük” adı altında yutturmaya çalışan
her türden reklama itiraz edeceÄŸim. Ä°brahim’in ateÅŸine su taşıyan karınca misâli olabilirsem kâfi.
Son Yorumlar