ArÅŸiv

0, 2015 için arşiv

Umut Satın Alınmaz, Dostluğa Yatırım Yapılmaz

Cuma, 11 Eyl 2015 1 yorum

Kelimeler…Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.

(OÄŸuz Atay – Tehlikeli Oyunlar)

Tam olarak bazı anlamlara gelmemesinde ve zaman zaman kifayetsiz kalmasında saklıdır kelimelerin önemi. Anlam, duygu ve düşünce dünyası aklın hafsalanın almayacağı kadar geniş, çeşitli ve karmaşıktır. Kelimeler epey sınırlıdır oysa.

Ve doÄŸru gibi gözükse de, doÄŸru olmayan o kadar çok kelime vardır ki bir duygunun, bir düşüncenin ifadesinde kendine yer bulabilecek… Böylesi durumlarda birden bozuluverir anlamın ahengi. Sırıtan kelime çınlar zihnimizin derinlerinde, detone sesi algıladığımızda irkiliverdiÄŸimiz gibi.

Kelimeler bir insanın zihin dünyasının en belirgin yansımalarıdır. Zihnimizdeki düşüncelerimizi dışarı aktaran baÅŸka bir aracımız, imkânımız yoktur zira. Ä°kincil, üçüncül bir takım tâli anlamlar da saklıdır kelime tercihlerimizde. Åžeker Bayramı dendiÄŸinde canım Ramazan Bayramına inciniriz. Peder kendisine meydan okunan, saygıda kusur edilen babadır. Manita sevgili olamamış, deÄŸer verilmemiÅŸ kız arkadaşıdır. Konut taÅŸtan betondan evin adıdır. Evlenmek, çoluk çocuÄŸa karışmak isteyen bir kadın “sıcak bir konutum” olsun demez. Yuvadır o. Zira yuva içinde mutlu mesut yaÅŸanan evin adıdır.

Zaman zaman bana fena halde kulak tırmalayıcı gelen kelime tercihlerinin herkeste benzer bir kulak tırmalaması oluÅŸturacağını varsaymam tam bir zihin dünyası farklılığının neticesi. Seçim yorumu yapan bir köşe yazarı “…halk bilmem bilmem hangi umudu satın aldı” dediÄŸinde irkiliveriyorum. Umut satın alınan bir ÅŸey midir ? Senin iktisat/ekonomi tahsilin iktisadî/ekonomik bir terim olan satın almak fiilini umut kelimesine yüklem kılmanı anlamlı kılmaz ! Umut satın alınan bir ÅŸey deÄŸildir. Umut umuttur. Ölçüye gelmez. Kantara vuramazsın. Bir deÄŸiÅŸim aracı deÄŸildir.

Bir baÅŸka yine ekonomi/iktisat tahsilinden geçmiÅŸ efendi de “…böyle bir dostluÄŸa yatırım yapılmaz” diyor. Dostluk bir yatırım aracı mıdır ? Senin iktisat/ekonomi tahsilin iktisadî/ekonomik bir terim olan yatırım yapmak fiilini dostluk kelimesine yüklem kılmanı anlamlı kılmaz ! Dostluk yatırım yapılan bir ÅŸey deÄŸildir. Ölçüye gelmez. Kantara vuramazsın. Hesap kitap bilmez. Acıstsa da, fayda saÄŸlamasa da dosttur, dostluk ettiÄŸin. Åžair “Adamın canı hesapsız dostlarını çekiyor, Dalgasız dümensiz yoldaÅŸlığı” derken yatırım yapabileceÄŸi dostlukların özlemini mi çekmektedir yoksa ?

Denilebilir ki bir insan “umudu satın almak” dediÄŸinde veya “dostluÄŸa yatırım yapmak” dediÄŸinde kastedilen mana son derece açık. Kelime seçimleri üzerinden böylesi çıkarımlara gitmek hiç de anlamlı deÄŸil. Böylesi bir yaklaşımın doÄŸru olmadığını düşünüyorum. Her bir kelime seçimi bir düşünce dünyasından süzülüp geliyor. Ait oldukları baÄŸlamdan da bir parça taşıyan kelimeler, içinde bulunulan siyasi, iktisadî ve sosyolojik koÅŸulların yansımalarını da barındırırlar. Ä°nsanın derininden izler taşırlar insana raÄŸmen. Varolan, ancak bilince gelmeyenleri dile getirirler. Bir de tarihleri vardır kelimelerin. Yüklendikleri anlamlar çoÄŸu kere etimolojik kökenlerinden daha fazlasını ve bazen de daha baÅŸkasını ifade eder. Bundan dolayıdır ki bir anlamı vermesi beklenen bir kelime, kendiyle beraber baÄŸlamını ve tarihini de getirir. Bostan dersen karpuza ÅŸehir yerinde, köylü olursun, zira ancak köylüler bostan der karpuza. Arap diye çağırırsın sokaktaki köpeÄŸi, zira Arap’lar o kadar insanlıktan uzaktırlar ki insan bile olmayabilirler. Yatırım dersen dostluÄŸa çıkarcı, bencil, faydacı olduÄŸunu varsayabilirler. Zira yatırım kendisinden maddi/ekonomik çıkar, fayda beklenen bir ÅŸeydir.


Gerdan sözcüğüne
Bir kuyumcuda da rastlayabilirsin
Bir kasapta da
Kalbin sızlamaz
Bir kuzu yüreğini vitrinde görünce
O bir beslenme biçimidir

(Yılmaz ErdoÄŸan – Bu Yol Nereye Gider)

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

Ulu Cami’de Namaz Keyfi !

Pazar, 06 Eyl 2015 2 yorum

Müezzin ikindi ezanını okumaktadır. O ana kadar camide dağınık vaziyette bulunan cemaat derlenip toplanmış, saf olmuÅŸtur artık. Az sonra namaza durulacaktır zira. Tam o sırada “selfie” çubuÄŸunu bir kovboy edasıyla çıkarıveren genç babasıyla o anı “ölümsüzleÅŸtiriyordur”. Assos’ta veya Nemrut’ta GüneÅŸ’in batışını seyreder gibi, Kapadokya’da balon turu yapar gibi, Eyfel Kulesini kendisine fon yapar gibi, Bozcaada’da ÅŸarap tadar gibi…Öyle ya Bursa’daysanız mutlaka görülmesi gereken yerlerden olan Ulu Cami’yi görmezseniz turizm haccınız kabul olmayacaktır. Ve ÅŸayet oradaysanız bunu kesin kez fotoÄŸraflamanız gerekmektedir.

O genç ve babası az sonra, ikindi namazının sünneti kılınıp da farzı kılmak üzere imamın beklendiÄŸi o küçük arada, kendi aralarında “yahu hoca kıldırmıyor, kendimiz kılacağız heralde” cümlelerini kurarak dile gelmeyeni dile getirmiÅŸ oluyorlardı. O kadar uzaktılar ki yapmakta oldukları ibadete. Camide kılınan bir namazın farzının imama uyularak kılındığı gibi iki kere camide namaz kılmış birinin bileceÄŸi çok temel bir dini bilgide tereddüt ediyorlardı. Biraz evvel namaz safında “selfie” yapan bu ikili, aslında namaz kılmak ibadetini zihinlerinde nasıl bir turizm ritüeline, bu dini mekanı da nasıl bir turizm nesnesi haline getirdiklerinin farkında mıydılar bilmiyorum. Yalnız namaz kılmıyorlardı onu biliyorum. Galiba Ulu Cami’de namaz keyfiydi bu…

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail