ArÅŸiv

0, 2018 için arşiv

Bir Yağmur Sonrası Gurbet İlde Akşam (Zaman)

Salı, 23 Oca 2018 Yorum yapılmamış

Roger Garaudy der ki;

Şiirde, ne muhakeme(akıl yürütme) yoluyla ne de benzetmeyle daha önce var olan öğelerin yeni bir birleşimi olamayacak bir şey ortaya çıktığında;

bilim ya da yöntemlerde, geçmişin bir uzantısı ya da düzenlemnesi olmayan bir şey göründüğünde;

sevgide, tabiattaki ya da insandaki içgüdülerin, sahiplenmelerin, bencilliklerin hiçbiriyle ilintisi bulunmayan bir özveriye rastlandığında;

tarihte, eski çatışmaların sonucu, onlar ya da onlardan devralınmış benzerlerinin gereği olmayan bir proje geliştiğinde;

iÅŸte o zamanda, insanoÄŸlu sadece tarihte Allah’n kendini gösterdiÄŸine ve yükseÄŸi alçaÄŸa indirgeme eÄŸilimini tersine çevirdiÄŸine ÅŸahit olmakla kalmaz, aynı zamanda kendi hayatında ve ortak tarihte yepyeni olanın -sanki kendisi nihâi kaynamış gibi- kendisine(insan) döndüğünü görür.

Ä°ÅŸte Garaudy’nin “Åžiirde, ne muhakeme(akıl yürütme) yoluyla ne de benzetmeyle daha önce var olan öğelerin yeni bir birleÅŸimi olamayacak bir ÅŸey ortaya çıktığında” dediÄŸi ÅŸiirlerden bir ÅŸiir. Kendisini oluÅŸturan kelimelerin anlamlarının çok ötesinde bir anlamı imâ ediyor. Bir hüzün taşıyor, ama melankolik deÄŸil. Ä°nsanın üzerine abanan, çöreklenen türden bir hüzün deÄŸil bu. Varolmak sancısını ümide dönüştüren bir hüzün. SonsuzluÄŸa seslenen bir öteler arayışı. Bilinmezin, görülmezin, duyulmazın perdesini aralamak ister gibi.

BestelenmiÅŸi de var ÅŸurada;

Kaybolur hayatın tarifsiz ahengi
Zaman bir tablodur düşer duvarlardan
Düşüncemi aşan gizli bir mimârî
Yükselir sonsuzluk manzaralarından.

Yaslasam başımı hatıralarıma
Bir şah damar gibi vuruyor hayâller
Vuslat bilemem ki hangi rüyalarda
Ayrılıktan şimdi üşür durur eller.

Bir yağmur sonrası gurbet ilde akşam
Ruhumun dinmeyen nedametleridir
Ağarmış saçımda eskiyen şu zaman
Sonsuza dökülen gizemli bir nehir.

Bir terennüm olur âh dudaklarımda
Gönlümde vuslatı sürükleyen hicran
Rüzgardır içimi körükleyen sevda
Bir yağmur sonrası gurbet ilde akşam.

(Abdûlbaki Kömür)

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

Reklamların Erotikleştirilmesi

Çarşamba, 03 Oca 2018 Yorum yapılmamış

Erotikleştirme (eroticization, erotization), kabaca bir şeyi çeşitli imge veya araçlar ile erotik hale getirme veya erotik tonlarla bezeme işi.


Eskiden çok daha kısıtlı bir ürün çeşidi üzerinden kurgulanan bu yöntem son bir kaç yıldır neredeyse her çeşit ürünün reklamında görülmeye başladı. Hiç bir sınır tanımayan, edep bilmeyen, sınır tanımayan, ahlâktan nasibini almamış düzenin (çocuğu) reklamcılık zihniyeti, diğer ürün reklamlarını da erotikleştirdi. Reklamlar erotik imge, simge ve çağırışımların istilasına uğradı âdeta.

Kahve, içecek, takı, mücevher, tatil, otel, araba, çikolata, dondurma, tavuk, sabun, ÅŸampuan, diÅŸ macunu-fırçası, ayakkabı, mobilya, halı, takı, parfüm, tıraÅŸ bıçağı-kolonyası-kremi, hatta pencere hatta ev…

Araba reklamlarında erkeksi bir nesne olarak sunulan araba ile âdeta sevişen kadınlar

İçecek reklamlarında (kahve veya kola artık her ne içiyorsa) içerken gözlerini kapatıp türlü haz imâsı ile kendinden geçen kadınlar

Dondurma, çikolata, kek reklamlarında (dondurma, çikolata, kek artık her ne ise yediği) alabildiğine şuh bakışlar eşliğinde ve yine türlü haz imâları kendinden geçen kadınlar
(Bunun erkek bedenli olanı da mevcutlu. Zira ilgili ürün daha çok kadınlara hitap ediyor. Bu kez karşımızda çikolata yapan müthiş yakışıklı ve kaslı güçlü erkekler. Onlar da yarı çıplaklar.)

Takı, mücevher reklamlarında göğüs dekolteleri ile takıya münasip bir yer gösteren kadınlar

Tatil ve otel reklamlarında davetkâr bakışları ile, plajda veya havuz kenarında bütün endamı ve ideal bedeniyle kadınlar

Sabun ve şampuan reklamlarında herhangi bir betimlemeye hâcet bırakmayacak şekilde köpükler içerisinde kadın bedeni

Parfüm ve deodorant reklamlarında kokuya karşı zaaf içerisinde baştan çıkmış kadın/erkek halleri

Tıraş bıçağı-kolonyası-kremi reklamlarında erkeğe traş sonrası ödül olarak işveli, edâlı kadın halleri ve yarı çıplak halde ideal erkek bedenleri

Pencere, mobilya, halı reklamlarında (elbette ki !) ideal beden hatlarıyla ürünün sunumunu-anlatımını yapan kadınlar

Spor ürünleri reklamlarında atletik ve yine idealize edilmiş ve seksileştirilmiş kadın/erkek bedenleri

Ayakkabı reklamlarında bacak(elbette ki tüysüz, pürüzsüz, selülitsiz) gösterisi yapan kadınlar (hatta bir tanesinde ayakkabıyı tanıtan kadın neredeyse ayakkabı ile sevişiyordu)

Örnekler çoÄŸlatılabilir. ÇoÄŸaltılırken hiç zorlanılmaz da. Reklamların televizyon haricinde yayımlandığı yerler çoÄŸaltılabilir. Gazeteler-dergiler, dış mekan panoları, sinemalar, internet siteleri ve saire…

Bütün bunların hepsinin erotik simgeler, imgeler, çağırışımlar içerdiÄŸini hepimiz biliyoruz. “Abarttın ne alakası var”, “Bunlar mı erotik çağırışım taşıyor ?”, “O senin sapıklığın”, “Kötü gözle bakarsan öyle görürsün tabi”, “O senin bastırılmışlığın” minvalinde itirazlar ideolojik konumlanmalar veya benimsenmiÅŸ yaÅŸam tarzlarının savunusu ile ilgili. Yüzeydeler ve çok anlamlı deÄŸiller. Hepimiz biliyoruz bütün bunların insanın hangi zaaf ve dürtülerine oynadığını.

Reklam dünyasında ürünü ve özelliklerini tanıtmaktan vazgeçeli uzun zaman oldu. Biliyoruz. Markaların etrafında çağırışım halkaları oluÅŸturmak asıl maksat. Filanca marka çikolata dendiÄŸinde akılda ne belirecek, marketteki rafta o ürün göründüğünde hangi düşüncelere sahip olmamız gerekiyor. Ä°ÅŸte mesele o. Satılanlar ve pazarlananlar kimlik, veya sınıf simgeleri. Biliyoruz. Reklama konu olan ürün ya da hizmet satın alındığında nereye konumlanacağımız asıl satılan. Biliyoruz. O otelde tatil yaparsak, o marka kahveyi içersek, o marka arabaya sahip olursak, o traÅŸ bıçağını kullanırsak, o parfümü tercih edersek neler olacağı daha doÄŸru ifadeyle “olabileceÄŸi” bütün mesele. Bütün hikaye bir ürüne, bizi olmak istediÄŸimiz kiÅŸi yapan bir ÅŸeymiÅŸ izlenimi vermek.

Bütün bunlar için insanın en temel dürtülerinden birisi olan cinsel dürtüleri bir yapıştırıcı olarak kullanılıyor. Biliyoruz. Ürün ile ürünün vaad ettikleri arasındaki en güçlü yapıştırıcı bu erotik simgler, imgeler, çağırışımlar. Biraz ürüne sürüyorsunuz bunlardan, biraz da ürünün vaadettiklerine. Hooop oldu. Yapıştılar.

Peki bu iÅŸte herhangi bir beis, bir mani, bir ayıp yok mudur ? El cevap yoktur. Maksat daha fazla kâr elde etmek (baÅŸarmak, satmak) ise her yol mubahtır. Toplumun deÄŸerleri, dini, ahlâkı, edebi ? Geç onları bir kalem. “Ä°lkel” toplumların kalıntıları onlar.

FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail